6 Aralık 2009 Pazar

Bütün suç hakemlerin!

Haftalardır puan kaybeden, ne futbolu ne de ruhu ışık saçmayan Fenerbahçe' nin aziz yöneticileri kötü gidişin sorumlusunu açıkladılar; SORUMLU HAKEMLER! Verilmeyen penaltılar, çalınmayan fauller ve rakip lehine yapılan hatalar olmasa, FB şu an en yakın rakibine 9 puan fark atmıştı! Bu hakemlerle, bu ligin sonu gelmez! Sayın Başkan' da bunu gördü ki, ARTIK KONUŞACAĞIM dedi! Takımımın hakkını yedirtmem dedi. Futbolcumun emeğine saygısızlık ettirmem dedi. Helal olsun. Siz şimdi izleyin Fenerbahçe' yi. Bundan sonra sahada bambaşka bir FB olacak. Rakibi öpmekle kalmayacak; ısıracak, parçalayacak! Hodri meydan.

Ne kadar sık duyduğumuz sözler bunlar.

Ancak, papaz artık aynı pilavı yemek istemiyor. Bu laflar artık kimseye birşey ifade etmiyor. Taraftar bağrına taş basmaktan usandı. Maç kaybedildiğinde artık üzülemeyen taraftarlar var. Bakın etrafınıza; KÖTÜ FUTBOLU, RUHSUZLUĞU, YÖNETİCİLERİN AÇIKLAMALARINI artık kaale dahi almayan bir grup taraftar oluştu camiada. Herkes kırgın, umutsuz ve mutusz. Suçlu ise HAKEMLER! ÖYLE Mİ?

Takımı uğruna maddi manevi her tür fedakarlıkta bulunan, sarı lacivert sevdasını herşeyin üzerinde tutan, saatlerini, günlerini, aylarını, yıllarını FB için gözü kapalı harcayan, doğuştan FB' li, koyu bir taraftar olarak Sayın Başkan' a sesleniyorum;

* Futbolcularınızın emeğine saygısızlık eden falan yok; esas saygısızlar taşıdıkları formanın ağırlığını kavrayamamış futbolcularınızdır. Tamam yenilebilirsin, fark da yiyebilrsin ama mücadele edersin, formanı terletirsin. O laf ettiğiniz hakemler dahi sizin futbolcularınızdan fazla koşuyor, fazla mücadele ediyorlar!
* Ben inşaattan da futboldan da anlarım diyorsunuz; bu mu sizin anlayışınız. Bu takım 4 senedir sürekli geriye gidiyor. Bir yerde hata yaptığınızı düşünmüyo rmusunuz? Hep suçlu hocalar mı? Hep hatalı hakemler mi? Kazanırken iyi de, kaybederken kötü mü?
* 3 sene üst üste şampiyonluk hedefi koydunuz. Futboldan anlayan biri, bu kadro ile üç sezon üst üste ikincilik hedefi bile koymaz! Geçen sezon Deivid ile, Carlos ile neden sözleşme yenilediniz? Guiza' ya talipler varken bu futbolcuyu neden elden çıkarmadınız? Mehmet Topuz gibi iyi ancak, FB' de benzerleri fazlası ile mevcut olan bir futbolcuya KULÜBÜN 9 milyon euro' sunu nasıl bir çırpıda verebildiniz?
* Maldonado ve Josico gibi fiyasko transfer ile Aragones seçimi nedeni ile sorumluluğu üzerinize alıp, camiadan açıkça özür dilediniz mi?
* Aykut' a ne yetki verdiniz? Ne iş yapar? Buna karar verebildiniz mi? Kimsenin ne görev üstlendiğini bilemediği, anlamadığı değerli Aykut Kocaman, acaba kendisi ne iş yapacağının ayırdında mıdır?
Ceza vermenin, kadro dışı bırakmanın, kızmanın, bağırmanın, dövmenin, sövmenin bu futbolculara hiç bir etki yaratmayacağını hala anlayamadınız mı?
* Takımda bu kadar rahat, aldığı paraya bakan, gruplaşmış ve umursamaz yabancı varken, alınacak hiçbir tedbirin fayda sağlayamayacağını bilmiyor musunuz?
* FB' nin yıllardır oynadığı 4-4-1-1, 4-2-3-1 taktiklerinin mevcut kadro yapısı ile örtüşmediğini, ya kadroyu ya da taktiği radikal bir şekilde değiştirmek gerektiğini göremiyor musunuz?
* Son üç maçta toplam 3 pozisyonu olan FB' nin, hakem penaltı verse veya rakip lehine hata yapmasa dahi maç kazanma ihtimali olmadığını anlayamıyor musunuz?

Bence hepsini görüyor, anlıyor, kavrıyorsunuz. Çünkü tecrübeniz, kapasiteniz ve zekanız çok yüksek. Bizler size yıllardır inanıyoruz, son ana kadar da muhtemelen inanmaya devam edeceğiz. Anlıyoruz ki yenilikten, radikal değişimlerden yana değilsiniz. Bunun başarıyı getirmeyeceğine dair çok ama çok güçlü bir inancınız var. İyi de sayın başkan, bu şekilde de başarı gelmiyor, gelmeyecek. En azından bir kere olsun devrimci bir yenilik yapsanız, ezberleri bozsanız, kökten bir reforma imza atsanız ne olur?

Ne mi yapmak gerekiyor? İşte bir futbol yorumcusu olarak nacizane önerilerim:

* 3 sene üst üste şampiyonluk hedefini unutun. Camianın karşısına geçin ve bir reform yapacağınızı açıklayın. 2 sene süre isteyin. Önümüzdeki 10 yılın takımını kuracağınız beyan edin. Gerçekten kendine has sistemi olan (Manchester, Barcelona, Lyon, Inter gbi) bir takım oluşturacağınızı, genç savaşan, diri ve uluslararası futbol piyasasında değer olan oyuncular alacağınızı açıklayın. İnanın ben dahil, size en çok muhalif olanlar dahi bu teklifinize hayır demez. 2 sene helal olsun derler.
* Mevcut kadrodan, Bilica, Lugano, Santos ve Cristian hariç tüm yabancıları yollayın. En başta da Alex. Devre arasında sadece 2 yabancı, 4 tane yerli oyuncu transferi yapın (iyi bir stoper, iyi bir santrafor, iyi bir sol kanat, iyi bir sağ kanat). Fatih, Gökdeniz, Tuncay ve Hamit' i kadroya katmaya çalışın ve ne pahasına olursa olsun katın. Yabancılar gelecek vaat eden gençler olsun. Tercihen Afrika kökenli, şımarma potansiyeli olmayan ve gayretli adamlar buradan çıkıyor. Takım fiziksel direncini ve oyun kapasitesini artırmış olursunuz. Önerdiğimiz 4 yerli oyuncudan alınmayanların yerine, yabancı oyuncu alabilirsiniz. Ne de olsa 4 futbolculuk yabancı kontenjanınız olacak. Takımda YERLİ oyuncu ağırlığını mutlaka oluşturun.
* Bir daha asla bu kadar çok Brezilyalıyı bir araya getirmeyin. Dünyanın önde gelen takımları dahi kadrolarında bu kadar sambacı tutmaz. Nedenini araştırın? Sizden fakir oldukları için değil elbet.
* Hoca olarak mutlaka bir ekol, sistem yaratabilecek birini iş başına getirin. Daum ile sezon sonu yolları ayırın. Daum doymuş ve tamamen hırsını kaybetmiş bir hoca. Bize bu Daum' dan fayda gelmez.
* Gelecek sezon için şimdiden 21 yaş ve altı tüm milli takımları tarayın. Eski FB' li hocalar ile temasa geçin. Yetenek avcıları ile bağlantı kurun. Avrupa' daki gurbetçileri, Afrika'daki yetenekleri, Avrupa' nın genç isimlerini takibe alın. Gelecek 10 yılın takımı için yeni sezonda en az 10 genci transfer edin.
Mevcut kadrodaki Deniz, Selçuk, Ali Bilgin, Özer, Önder, Furkan, Onur gibi küskün ve motivasyonsuz isimleri kazanmaya çalışın. Bu çocuklar yetenekleri sınırlı olsa da (Özer hariç) sezonun geri kalanında sizi ekstra gayretle şampiyon dahi yapabilirler. İddia ediyorum; bu çocukları motive edin, FB' deki Brezilyalılardan daha fazla iş yaparlar. En azından daha fazla mücadele ederler. Yenilseler bile başları önde yenilmezler. Alex ve arkadaşları kadar ruhsuz olamazlar.
* Prim sistemini değiştirin. Mücadeleye, koşmaya, gayrete prim verin. Galibiyete değil. Bunu ölçmek günümüz teknolojisinde mümkündür.
* Birinci kaptanlığı acilen Emre' ye, ikinci kaptanlığı Semih' e, üçüncü kaptanlığı Gökhan' a verin. Özveriyi ödüllendirin.

Unutmayın, radikal değişiklik yapmazsanız sonuç sizi, en çok da bizleri yani FB için kahrolan taraftarlarınızı üzecektir. Bu taraftar büyük hedefler koymanız halinde hep arkanızda olmuştur; yine olacaktır. Bunu bilin!

Saygılar.

Hiç yorum yok: