30 Haziran 2009 Salı

Daum'u Anlamak

FB Daum ile anlaştığı gün medyadaki Fenerbahçe spor yazarları genel olarak iki konuda mutabık kaldılar. Birincisi Aziz Yıldırım'ın söz verdiği 3 yıllık şampiyonluk hedefi doğrultusunda hata yapmak istemediği ve işi sıkı tutacağı. İkincisi ise FB'nin vizyon daraltıyor olması. Yani Avrupa macerasını 3 yıllık bir süre için erteleyerek, tüm gücüyle Turkcell Super Lige konsantre olacak olduğunun görülmesi. Bu genel görüşlere bir ölçüde katılıyorum.

Daum'un FB'deki Avrupa karnesi kırıklarla dolu. Lig karnesi ise bir o kadar iyi. Son dakikada kaçan şampiyonluk olmasa Daum FB tarihinde bir efsane, Başkanda FB tarihinin en başarılı başkanı olarak kayda geçecekti.
Üstelik Daum'un Avrupa başarısızlıkları mevcut kadrodan çok daha iyi kadrolar ile yaşandı. Pierre'li, Anelka'lı, Appiah'lı, Tuncay'lı, Aurelio'lu kadroları düşündüğünüzde durum net bir şekilde ortaya çıkıyor. Daum elindeki kadrolara güvenmeyen ve ne kadar iyi bir kadrosu olursa olsun Avrupa devleri ile baş edemeyeceğine inanan bir teknik adam. Bu inaçsızlığı yüzünden, sözlerinden ve hatta duruşundan bile okunuyor. Takımını bu inançsızlığı nedeni ile üst düzey takımlara karşı motive edemiyor.

Kendi takımındaki oyuncuları rakibi olan Avrupa takımlarının oyuncuları ile karşılaştırıyor ve bu karşılaştırma sonucu inançsızlığını güçlendiriyor. Oyuncu da bunu açıkça hissediyor. Bu anlamda Daum ile Avrupa'da başarı beklemek hakikaten zor. Ancak lige baktığımızda da tam tersi bir durum görüyoruz. Eğer yöneticiler Daum'un eline Türkiye düzeyinde kaliteli bir kadro verebiliyorsa, bakış açısı değişiyor. Daum'un Türkiye liginde yukarıda saydığımız oyuncular ile neler yapabildiğini hepimiz biliyoruz. Çünkü Daum inanıyor. Türkiye'de karşısında kimsenin durmayacağına inanıyor. Kendi kadrosunu rakip kadrolarla karşılaştırdığında inancı güçleniyor. Bu sesine, duruşuna, bakışına yansıyor. Oyuncu bunu hissediyor. Özgüveni artıyor. FB'nin son maçta şampiyonluğu GS'ye kaptırdığı sezon, ikinci yarıda GS ile oynadığı ve rakibini ezerek 4-0 kazandığı maçı hatırlayalım. Final haftasına birkça hafta kala FB'nin nasıl bir özgüven ile sahada oynadığını hatırlayalım.

Daum Aziz Yıldırım ve yönetiminin kendisine Türkiye ligi için bir kadro kurduğunu biliyor. Aziz Yıldırım, 3 yılda 3 şampiyonluk hedefi ile bunun sinyalini açıkça verdi. Son derece zeki ve kurnaz bir hoca olan Daum'da bu sinyali kesinlikle aldı. Şimdi beklentilerde uzlaşmış durumdalar. Daum rahat, Başkan rahat.

Spor yazarlarının Aziz Yıldırımın hata yapmayacak olması ve Daum'lu FB'nin Avrupa'da başarısız olacağına dair genel görüşlerine bir ölçüde katıldığımı belirtmiştim. Katılmadığım kısmı ise şu; FB Başkanı hatalarına devam ediyor. Kadro yapısı asla Daum'un genelde takımlarına oynattığı futbolu kaldıracak bir yapı değil. Yeni transferler Bekir ve Bilica, Lugano ve Edu'dan çok üstün değil. Mehmet Topuz'a baktığmızda biraz daha hırslı bir Deivid görüyoruz o kadar. Özer kapalı bir kutu. Becerileri tartışılmaz. Ancak bu kulüp ne Özerler gördü. Hepsi de kaybolup gittiler. Bence Özer konusuda yorum yapmak için de erken.
FB kadrosuna baktığımızda esas problemin kanatlarda ve ön liberoda olduğunu görüyoruz. FB'nin 7-8 milyon Euro'luk ön liboroların peşinde olduğu söyleniyor. Eğer bu doğruysa bizce hatalar bu sene de devam ediyor. FB ile adı geçen Paulsen, Emena, Simplicio ve diğer oyuncuların hiçbiri Aurelio'dan çok üstün değiller. Hatta Appiah bile bunların yanında daha komple bir oyuncu olarak göze batıyor. Selçuk veya Denizden bir tanesinin yapabileceği bir iş için 7-8 milyon Euro'yu bu tür bir oyuncuya vermek 11 senelik hataların devamından başka bir şey değil.

Öte yandan FB'nin ihtiyacı Vieria, Xabi Alonso, Yaya Toure, Essien veya bu ayarda bir ön liberodur. Bu tür oyuncular sahada fark yaratır. Oyunu iki yönlü oynar. Sahayı domine eder. Pahalıdır. Gelmek için binbir kapris yaparlar. İknaları zordur. Sağlam teminatlar isterler. Bu tür oyuncuları kadroya kazandıracak yönetsel beceri ise FB yönetiminde mevcut değildir. Eskinin uluslararası bağlantıları olan, dil bilen, adam tanıyan, iş bitirici yöneticileri yönetimde değiller. Üstelik çok büyük olarak lanse edilen transfer bütçesi de bu tür bir oyuncunun transferini kaldırmaz. O halde FB, bu tür bir veya iki üst düzey ön libero yerine yine Josico ve Maldonado dan bir gömlek yüksek yabancı "Selçuk ve Denizler "peşinde koşmaktadır. O halde hatalar devam etmektedir! Yani ya üst düzey oyuncu almak için bütçeni zorla, ya da kadronda benzer özellikte oyuncular varken bunlara benzer oyunculara para verip paranı sokağı atma.

Kanatlara baktığımızda 6-7 yıldır sürdürülen hataların bu sene de süreceğini görüyor gibiyiz. FB Başkanı ve yönetimi nedense senelerdir doğru düzgün bir kanat oyuncusu alamıyor. Gökhan Gönül'ün iyi çıkması sadece bir şanstı FB için. Bir tek Carlos ve Vederson var tam yerinin adamı olan. Ancak Carlos yaşı nedeni ile yavaş ve etkisiz, Vederson ise yetenekleri oldukça kısıtlı oyuncular. Geçtiğimiz sezon içinde her ikisinin de çizgiye inerek içeri orta yaptığı fazla pozisyon hatırlamıyoruz. Bu oyuncular dışında, kanatlarda oynamış oyunculara bakarsak gerçeği görürüz. FB'de seneledir orta saha veya başka mevkilerin oyuncularından kanat adamı yaratma geleneği vardır. Serkan, Mehmet, Önder, Deivid, Ali Bilgin Anelka, Semih, Uğur, Tuncay, Ümit hep gerçek bölgeleri dışında kanatlarda oynamaya mahkum edilmiş oyunculardır. Bunların hiçbirisi çizgiye inerek orta yapma becerisine, rakibin hızlı, kaliteli bek ve açıklarını durdurma yetisine sahip değillerdir. Hiçbiri klasik 4-4-2 nin veya 4-2-3-1 'in kanat adamları olamazlar. Çünkü futbol hayatları boyunca kanat adamı olarak yetiştirilmemişlerdir. Dünya arenasındaki rakipleri ile karşılaştırıldıklarında yavaş, orta yapma becerisi düşük, fiziksel olarak ise yetersiz (devamlı ileri-geri oynayabilmek bakımından) kalırlar. Alternatifsizlik onları bu şekilde oynamaya itmektedir.

FB'nin doğru düzgün kanat adamı transfer edememe sendromu bu sene de devam ediyor. Mehmet Topuz sağ kanatta da oynar diyorlar. Bence oynamaz. Esas mevkisi orası değil. Son 2 sezonun Kayseri maçlarını izleyin görürsünüz. Açıkça orta saha veya forvet arkası oynamayı seviyor Topuz. Serbest adam olmayı seviyor. Özer hem sağda hem solda oynar diyorlar. Özer adam eksiltebilen, pasları isabetli bir oyuncu. Ancak deparlı, fuleli veya çizgiye inebilen bir oyuncu değil. Kısaca bu iki oyuncunun kanat adamlığı Deivid ve Boral'dan biraz daha iyi o kadar. Şunu diyenler olabilir; dünyada kanat adamı sıkıntısı var. Kimse doğru dürüst oyuncu bulamıyor. Hele de sola. Katılırım. Ancak kaliteli kanat oyuncusu bulmak imkansız da değil. Size Avrupa liglerinde sağ veya solda kanat adamı (bek-açık) olarak görev yapan, kalburüstü, kaliteli, 5-10 milyon euro düzeyinde pek çok oyuncu gösterebilirim.

Görünen o ki Sayın Aziz Yıldırım henüz transferi kapatmadı. Bu sene daha dikkatli olacağına yürekten inanıyorum, inanmak istiyorum. Ancak futbolun, Türkiye'nin ve FB'nin gerçekleri de ortada. Alışkanlıklar kolay terk edilmiyor. Hatalar kabullenilip, doğru yol bir türlü bulunamıyor. Umarım yanılıyorumdur.

Spor yazarlarına katılmadığım diğer noktaya gelince, Daum'lu FB'nin, gerekli takviyeler yapıldığı takdirde Avrupa'da özellikle de UEFA kupasına en az çeyrek final oynayabileceği görüşündeyim. Nedeni basit. Daum üstün olduğunu düşündüğü her takımı alt edebilecek taktiksel ve moral stratejileri başarı ile uygular. İnanır, oyuncusunu inandırır. FB'nin mevcut kadrosu ise doğru çalıştırılır ve motive edilebilir ise UEFA'da çeyrek finale kalabilecek düzeydedir. Hocası inandığı sürece daha üstü de zorlayabilir.

Hiç yorum yok: