9 Temmuz 2009 Perşembe

Mevcut Kadro Yapısı, Taktik Anlayış ve Fenerbahçe' ninTransfer İhtiyaçları-I

Geçtiğimiz sezon alınan başarısız sonuçların arkasında teknik yönetim zaafiyeti olduğunu düşünsek de, oyuncu kadrosunun yetersizliği de önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Esasen, teknik yönetim zaafiyeti Aragones'in İspanya Milli Takımındaki taktik düzenini FB'de katı bir şekilde uygulamak istemesinden kaynaklanıyordu. Oysa ki FB kadrosu ne İspanya Milli Takımının oyun şablonuna uyabilecek yapıda oyunculardan oluşmaktaydı, ne de Aragones'in beklentilerini karşılayabilecek teknik yeterlilikteydi. Bunlara ilaveten kadro derinliği de sağlanamamış idi. Geçen seneki FB kadrosunu mercek altına alığımızda, Aragones'in 4-2-3-1 taktiğini uygulamakta zorlanan, mücadele ve pres kapasitesi düşük, modern futboldaki teknik becerileri sahaya yansıtmakta zorlanan bir ekip görmekteydik. Geçen seneki FB kadrosunun temel sorunları ve zaafiyetlerini aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
1- Defans oyuncularının çabuk olmaması (geriye hızlı dönememe kaygısı) ve orta saha oyuncularının dirençsizliği (pres eksikliği) nedeni ile oyunu dar alanda ve tempolu değil, geniş alanda ve yan paslarla oynamak zorunda kalma.
2- Kanatların hücuma yönelik olarak işlev göstermemesi.

3- Forvet oyuncularının formsuzluğu ve sakatlık problemleri (Guiza, Alex ve Semih), orta sahadan yeterli destek alamamaları nedeni ile pasifize olmaları

4- Oyuna kenardan girerek etki yaratacak, oyunun gidişatını değiştirebilecek oyuncuların bulunmaması.

5- Teknik kapasitesi yüksek oyuncu azlığı nedeni ile oyun kurma, taktik uygulama ve pozisyon yaratmadaki sıkıntılar.

Bu sene bu sorunların bazılarının çözümüne yönelik adımlar atıldığını, ancak bazı sorunlara yönelik adımların henüz atılmadığını görmekteyiz. Sırayla ele alalım;

Öncelikle Daum'dan başlayalım. Daum görev yaptığı takımların mücadele gücü ve pres kapasitesini artıran bir hoca. Yardımcısı Koch ile birlikte çalıştırdıkları takımlara fizik kondisyon, dayanıklılık ve güç kazandırıyorlar. Bu durum, çalıştırdığı Stutgart, Bayer Leverkusen, Avusturya Wien, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Köln takımlarında gözlemlendi. Bu sene de hiç kimse geçen seneki gibi bir FB beklemesin. Gerçekten de Daum ile FB, daha hazırlık maçlarında başlamak üzere farklı bir kimlikle sahada olacaktır. Koşmayan, eli belinde gezen futbolcuların, ki bunlar yıldız dahi olsalar, yedek kulübesinde oturacağı günler göreceğiz. Bu nedenle takımın mücadele kapasitesinin ve fiziksel direncinin artması FB'nin oyunu dar bir alanda (40-50 metre) oynayabilme şansını artırıyor. Ancak, burada halen önemli bir zaafiyetin devam etmesi söz konusu. FB'nin mevcut defans oyuncuları, Bilica, Edu, Bekir ve Önder (kalırsa da Lugano) hızlı değiller. Kademe hataları yapıyorlar. Geriye dönüşte problemliler. Aralarına atılan toplarda hata yapma ihtimalleri yüksek. Gerçekten de FB takımının modern futbol ilkeleri çerçevesinde en zayıf halkası stoperleri. Modern futboun dar alanda pres ile top kazanıp, hızlı bir şekilde hücuma çıkma ilkesini uygulayabilmek için, defans hattının orta sahaya yakın kurgulanması ve bu şekilde alan daraltılması gerekiyor. FB defansında mevcut hiçbir oyuncu bu açıdan etkili olamaz. Bu 5 oyuncu da güçlü, hava toplarına hakim ve geride kurulan defanslarda başarı ile görev yapabilecek oyuncular. Ancak ağırlar. Hep geriye yaslanan defansif kurgularda görev yaptılar.
Bu nedenle modern futbolun temel ilkeleri olan presli, alan daraltan, defansı ileride kurmaya yönelik bir oyun oynatmak riskli olabilir. Burada üç alternatif var. Birisi Cannavaro, Puyol ve Cordoba tarzı hızlı bir stoperi transfer ederek kadroya monte etmek, diğeri mevcut defans oyuncularına hız ve çabukluk kazandırmak, üçüncüsü ise FB oyun planını defansı geride kurma ve savunma güvenliğine öncelik verme üzerine şekillendirmek. İlk iki alternatif kısa vadede pek mümkün gözükmüyor. FB savunma oyuncusu transferini kapadı. Defanstaki oyuncular ise gerçekten ağırlar ve bu sorun kısa süre içinde antrenmanlar yardımı ile giderilecek gibi değil. Üçüncü alternatif ise Daum'un zaten FB'de ilk görev yaptığı 3 sene boyunca ve en son Köln'de uyguladığı strateji. Yani geriye yaslanan, defans güvenliğini ön planda tutan, kontra ataklarla hızlı bir şekilde oyunu rakip sahaya yıkan bir oyun anlayışı.
İşte FB'nin bu tür bir oyun anlayışı ve mevcut kadrosu dahilinde ligde başarı sağlayabileceğine şüphe yok. Ancak bu tür bir taktik anlayışı demodedir, skora dayanır, iyi futbolu önemsemez ve en önemlisi zevk vermez. Aziz Bey'in 3 sene arka arkaya şampiyonluk idealini gerçekleştirmeye yönelik daha garantili bir anlayışın ölçülüp biçilmiş bir yansımasıdır. Ancak bu tür bir oyun kurgusu ile Avrupa'da başarının mucize olacağını da söylemeliyiz. Bu oyun tarzının gereği defans oyuncularını FB yönetimi transfer etti. Bilica ve Bekir zaten bu tür oyunu Türkiye'de en iyi oynayabilecek oyuncuların başında geliyor. Havadan ve yerden top karşılama, markaj özellikleri çok iyi oyuncular. Bu sene duran toptan veya organize hücumlardan kolay gol yemeyecek bir FB izleyeceğiz. Ancak dediğimiz gibi gelecek sene oynanacak oyunun sinyalleri hoca ve defans oyuncusu seçimlerinden belli oluyor.
Sayın Aziz Yıldırım ve FB'li diğer yöneticilerin, modern futbolun endüstriyel boyutunda harikalar yaratmalarına karşın teknik boyutlarında yeterli bilgiye sahip olmadıkları kanaatindeyim. Gerçekten de dünya kulübü olmak için gereken tüm önemli yatırım ve ticari hamleleri bir bir yapıyorlar. Sportif başarı ise futbolu teknik olarak iyi bilmekten, doğru hoca seçimleri ve kadro yapılanmalarından geçiyor. Genel olarak son 12 yıl içinde, özellikle de geçen sene bu konuda başarılı olunamadı. Ancak emin olduğum bir konu var ki, Aziz Başkan çok zeki bir lider. Türkiye'de başarılı olmak için yapılması gerekeni öğrendi. Türkiye'de oynanan oyunun seviyesini biliyor ve FB'nin bu platformda zirvede olması için atılması gereken adımları attı. Kanımca Aziz Bey, dünyadaki modern futbol gerçeklerine uygun, güçlü ve Avrupa arenasında başarılı bir futbol takımını (teknik açıdan) bizzat oluşturamayacağını biliyor. Bu hayalini bu işi en iyi yapabilecek kişilerden biri olan Aykut Kocaman ile gerçekleştirmeye çalışacaktır. Yani bu işin kurgusunu Aykut Kocaman'a teslim etmiştir. Daha önce de yazdığımız gibi, bu büyük bir reformdur ve Aziz Yıldırım'ın en önemli doğrusu olmuştur. Aziz Bey zekası, tecrübesi ve öngrüleri ile koyduğu hedefi gerçekleştirmeye yönelik oldukça akıllı adımlar atmıştır. 3 sene üst üste şampiyonluk sağlamak amaçlı attığı bu adımlar, asla vazgeçmeyeceği Avrupada başarı hayalleri için kendisine zaman kazandıracaktır.

Yarın kadro ve transfer ihtiyaçları ile ilgili değerlendirmemize devam edeceğiz.


Hiç yorum yok: