29 Temmuz 2010 Perşembe

Eğer iddialar doğruysa!



Hakan Bilal Kutlualp ile Fenerbahçe Yönetimi arasındaki çatışma devam ediyor. Geçtiğimiz gün Hakan Bey ortaya yenilir yutulur cinsten olmayan bir iddia attı. İddiaya göre, Fenerbahçe Sportif A.Ş. hesapları ve mali tabloları "kulübün beyanlarının aksine" Deloitte denetim firması tarafından denetlenmemişti. Yani Yönetim, Sportif A.Ş. hesaplarını Deloitte firması tarafından denetleniyor gibi göstermiş, kongre üyelerini ve kamuoyunu kandırmaya teşebbüs etmişti. Bu iddianın akabinde Fenerbahçe yöneticilerinden Murat Özaydınlı, bir basın toplantısı ile bu iddiaları yanıtlamış ve yalanlamıştı. Hakan Bilal Kutlualp ise, bu yalanlamayı sert bir dille eleştirerek, iddialarının gerçek olduğunu tekrarladı. Bir anlamda yönetime "hodri meydan" dedi. Peki ortaya koyulan bu iddiaların vehameti nedir? Eğer bu iddialar doğru ise ne olur? Bu iddialar nelere sebep olabilir?

Öncelikle, bir kuruluşun (şirket veya kar amacı gütmeyen kurum) mali tabloları o kuruluşun namusudur. Kuruluşun hazırladığı bu tablolar pek çok kesim açısından (maliyeciler, taraftarlar, kongre üyeleri, spor kamuoyu) büyük önem taşır. Mali tabloların doğru, dürüst ve tam olması gerekmektedir. Aksi halde bu tablolardan sorumlu olan kişiler, suç işlemiş olurlar. Kuruluşların mali tablolarının doğru ve gerçeği gösterir şekilde hazırlandığını bağımsız bir mekanizmanın kontrol etmesi gerekmektedir. Yani kuruluşun dışından, ondan bağımsız bir mekanizmanın bu mali tablolar ile bu tabloları oluşturan muhasebe hesaplarını denetlemesi gerekir. İşte bu mekanizma bağımsız dış denetçilerdir. Sadece Türkiye' de değil, tüm dünyada bu mekanizma geçerli ve uygun bir onaylama yolu olarak kabul edilmektedir. İşte Deloitte firması da dünyanın önde gelen uluslararası denetim firmalarından bir tanesi olarak, tüm dünyada bu hizmetleri vermektedir.

Ortaya koyulan iddialar doğru mu yanlış mı bunu bilemiyoruz. Bu konuda Hakan bey, Deloitte Türkiye üst yöneticisi Levent Yaveroğlu' nu bilgi vermeye davet ediyor. Aslında bu iddialar sadece Fenerbahçe açısından değil, Deloitte firması açısından da vahim sonuçlar doğurabilecek iddialar.

Peki bu iddialar doğru ise ne olur?

1) Fenerbahçe yönetimi kamuoyu ve özellikle de kongre üyeleri nazarında çok zor durumda kalır. Kongreye verdikleri bilgilerin yanlış olduğu ortaya çıkar. Bir anlamda ciddi bir yolsuzluktan bahsediyoruz. Bu konu Fenerbahçe yönetiminin ipini çeker.
2) Kamuoyuna hatalı bilgi verme, hele ki halka açık bir şirket açısından ciddi bir suçtur. SPK konuyu araştırmaya başlar. Bu suç, başta Başkan Yıldırım olmak üzere, tüm yöneticilerin cezalandırılmasına yol açabilir.
3) Deloitte firması bu işin içinde ise, mesleki açıdan çok zor duruma düşer. Haklarında davalar açılabilir. SPK tarafından denetim lisansları iptal edilebilir. Şirket yöneticileri adli ve idari cezalar alabilirler.
4) Fenerbahçe Sportif A.Ş' nin hesapları ve mali tabloları, bir başka denetim firması tarafından geriye dönük incelenmeye başlanabilir. SPK şirketin halka açıldığı tarihten bu güne denetlenmesini talep edilebilir.
5) Fenerbahçe kongre üyeleri bir komisyon kurarak Aziz Yıldırım döneminin tümüyle incelenmesini talep edebilirler. Bu halde, Başkan ve yönetimin bu inceleme süresince görevde kalması sakıncalı olacağından istifa etmesi istenebilir.
6) Aziz Yıldırım ve sorumlu tüm yöneticiler kongre üyeliğinden ihraç edilirler.

Peki bu iddialar doğru çıkmaz ise ne olur?


1) Hakan Bilal Kutlualp kongre üyeliğinden ihraç edilir.
2) Hakkında maddi ve manevi tazminat davaları açılır.
3) Bir daha ne söylese kamuoyu kendisine itibar etmez.
4) FB yönetimi aklanmış olur.

Şimdi sorum şu? Bu kadar vahim sonuçları olabilecek bir iddianın arkasında bu kadar şiddetli duran Kutlualp acaba doğruyu söylüyor olabilir mi?

Konuya açıklama getirmesi gereken Levent Yaveroğlu neden ortalarda gözükmüyor? (tatilde ise, neden hemen dönmüyor?)

Hakan Bey' in Bu kadar risk alması mümkün mü? İddialarını sağlam istihbarat ve kanıta dayandırıyor olabilir mi? Kendi itibarını sıfırlaması muhtemel bu iddiayı bu kadar sahiplenmesi normal midir?

Fenerbahçe mali yönetiminden sorumlu kişiler, belki de Türk spor tarihinin bu en büyük skandallarından birine imza atmış olabilirler mi? Kendim de bizzat yolsuzluklarla mücadele ede bir denetçi olarak, bu iddianın ne şekilde sonuçlanacağını merak ediyorum. Ortada bir gerçek var ki, bu iddia doğru ise Türkiye' de büyük fırtınalar kopacaktır. Bu konuda Deloitte sorumlu ortağı Levent Yaveroğlu' nun yapacağı açıklamalar büyük önem taşıyor. Konuyla ilgili gelişmeleri bekliyoruz.

Hiç yorum yok: