18 Ağustos 2009 Salı

Alex' siz bir Fenerbahçe Üzerine Beyin Jimnastiği

Sivasspor maçının henüz başında sakatlanan Alex görünen o ki en az üç-dört hafta forma giyemeyecek. Sakatlığı ile ilgili detayları ilerleyen günlerde alacağız. Milli maçlar nedeniyle verilen aralar sonrası Alex’ in futbola eskisi gibi sağlam dönmesini ümit ediyoruz. Fenerbahçe açısından son derece önemli bir futbol ustası. Elbette, onun yokluğunda FB hücumda ciddi sorunlar yaşıyor. Onun FB hücumlarında ayaklarından çıkan toplar hedefe atılmış oklar gibi gol veya gol pozisyonlarına dönüşüyor. Onu izlemek keyifli, onunla birlikte oynamak keyifli. Öte yandan her güzelin bir kusuru vardır sözü gereği onun da bazı yetersizlikleri var. Oyuna defansif katkıları veya takım savunmasında yarattığı zafiyetler söz konusu. Gerçekten de Alex’ in olmadığı maçlarda FB toplu hücum presi yaparak rakibin rahat bir şekilde ve organize biçimde atağa kalkmasını engelliyor.

Futbol oynayanlar bilirler, bir takım en zayıf halkası kadar güçlüdür. Alex FB hücumlarının en güçlü halkası iken, savunmanın en zayıf halkası olarak dikkat çekiyor. Alex’ in geçtiğimiz senelerde de defansif açıdan oyuna katkısı olmadığı biliniyor ve genellikle “Alex koşmasa da olur, diğerleri onun yerine de fazlaca koşsa sorun yaşanmaz” diyerek geçiştiriliyor idi. Hücum yönündeki artıları savunma yönünü kapatmaktaydı. Belki de diğerlerinin fazlaca koşması gerçekten de işe yarıyordu. Ancak günümüzde futbolun olmazsa olmaz bazı kuralları var. Futbol değişti, belki 3 sene önceki futbol dahi bugün demode. Takım savunmasının hücum hattından başlaması gerektiği prensibi eskiden sadece hücum oyuncularının ileride rakip savunma oyuncularına pres yapması olarak algılanırken, bugün, takımın toplu olarak ileri çıkması, rakibe toplu olarak ve mümkün olduğunca ileride basılması, rakibin oyun kurmasının engellenmesi, hatta defans oyuncularının dahi orta sahaya yakın pozisyon alması şeklinde algılanıyor. Bu futbol felsefesi bugün üst düzey tüm Avrupa takımlarında kabul görüyor. Bu tür bir anlayış takımda herkesin rakibe basması, hatta ikili üçlü sıkıştırmalar yapılmasını gerektiriyor. Bir oyuncu bile görev yaptığı alanda rakibe basmasa, zincir kopuyor ve takım savunması rakip tarafından aşılıyor. Çünkü bu savunmayı aşmak üzere de pek çok hücum taktik varyasyonu mevcut. Örneğin FB’ nin Sivasspor maçında yaptığı gibi dikine ve hızlı çıkışlar, bu savunma felsefesini oldukça zorluyor. Yine bu anlayış gereği defansınızı orta sahaya yakın kurguluyorsanız, defansta oynayan oyuncularınızın hızlı, çabuk ve atletik özellikleri olması gerekiyor (gerektiğinde hızlı geri dönüş için).

Tekrar konuya dönersek, Alex’ li FB’ nin bu tür bir oyun anlayışı ile oynayabilmesi mümkün gözükmüyor. Ancak Alex’ in oynamadığı Sivasspor maçının özellikle 2. yarısına bakıldığında FB’ nin bu tür çağdaş bir takım savunmasını uyguladığını gördük. Takım biraz zorlandı ama en zayıf halka olan Kazım ve Deivid dahi gayretliydiler. Alex’ in oynadığı maçlarda ise rakip takımlar hücum oyuncularının presi ile karşılaşmadıklarından, kendi yarı alanlarını rahat geçiyorlar. FB toplu hücum presi 1 kişi eksik yaptığından, presten verim alınmıyor. Bu sebeple FB rakip takımları kendi sahasında karşılıyor. Rahat top yaptırıyor. Sivasspor veya Denizlispor maçlarında sorun yaşamayabilirsiniz, ki yaşanmadığını gördük, ancak hızlı hücum yapan, organize atağı seven Trabzonspor veya Galatasaray gibi takımlar ile üst düzey Avrupa takımları karşısında sorun yaşayabilirsiniz. Bu sebeple FB’ nin çağdaş futbolun gereği olan bu oyun anlayışını en azından önümüzdeki sezonlar için düşünmeye başlamasını öneriyorum. Alex’ in FB için önemi söz konusu olduğunda, Alex sonrası dönemin planlaması bizce şimdiden yapılmalıdır.

Alex’ in sakatlığı nedeniyle görev alamayacağı 4-5 karşılaşma bizce bu anlayışı denemek için büyük fırsattır. Çünkü Alex döndüğünde, çağdaş takım savunması rafa kalkacak, yine rakibi orta sahanın kendi tarafında karşılayan eski anlayışna dönecektir. Tüm hücum stratejisini Alex üzerine kuran bir takımın buna göz yumması da esasen normal karşılanmalıdır. Alex’ in koşup, pres yapması mümkün olmadığından, FB yine üst düzey takımlara karşı defansif açıdan zorlanacaktır. Çağdaş defansif felsefeyi FB’ de uygulayamayacağını bilen Daum, bu felsefeyi ancak acil gol aradığı, geriye düştüğü veya kaybedecek şeyi kalmadığı zamanlarda uygulamaya koyacaktır. İşte Sivasspor maçının ikinci yarısında bu anlayışa yakın futbol oynanmasının ve rakibe baskı kurulmasının arkasında bu yatmaktadır. Alex oyunda kalsa idi FB elbette yine kazanabilirdi, ancak sahada oynanan futbolun Denizlispor maçına benzeyeceğini düşünmekteyim. Daha fazla pozisyona giren ve kalesinde daha fazla pozisyon gören bir FB izleyecektik.

Peki Alex’ siz geçecek birkaç haftada FB ne yapabilir. İşte Daum’ un bu haftalardaki bazı maçlarda çağdaş savunma felsefesini ufak ufak hayata geçirmesi mümkündür. Kalede Volkan; geri dörtlüde Gökhan, Bekir, Önder ve Vederson; orta sahada Mehmet Topuz, Cristian, Emre Santos ve Özer; ileride ise Semih veya Guiza ile bu tür bir futbol felsefesine uygun bir takım yaratılabilir. Elbette Özer ve Topuz sakat olduklarından hazır hale gelemeyebilirler, ancak yerlerine görev yapacak oyuncuların da 90 dakika ileride basabilecek oyuncular olması önemlidir. Kayseri ve Ankaraspor’ dayken yakından takip ettiğim Mehmet Topuz ve Özer oyunu her iki yönlü oynayabilen ve sürekli rakibi ısıran oyuncular idi. Bu nedenle en azından bazı karşılaşmalarda bu 11’ in denenmesi yerinde olabilir (Topuz Kazım’ ın yerinde, Özer Alex’ in yerinde görev yapmak üzere). Hatta Özer’ in futbola geç döneceği düşünüldüğünde Ali Bilgin’ e o pozisyonda görev verilmesi düşünülebilir. Nitekim Antalyaspor’ da takımının beyni idi. FB’ de sağ beke hapsoldu ve gerçek özelliklerinden uzaklaştı. Oysa ki formda ve esas görev alanında oynayan bir Ali Bilgin yepyeni bir transfer gibi FB’ ye güç katacaktır. Defansta Bekir ve Vederson’ un tercih edilmesinin sebebi ise Bilica’ nın yavaşlığı ve Carlos’ un biraz da yaşı nedeni ile söz konusu olan formsuzluğudur. Bekir Bilica’ ya oranla daha hızlı ve zamanlaması daha iyi (elbette Gaziantepspor’dan aklımızda kalan Bekir). Baskılı, defansın ileride kurgulandığı taktik bir düzenin gereğini Bilica’ ya kıyasla daha fazla yerine getirebilir. Tabi Lugano forma giymeye başlarsa onu kesmesi mümkün olmayacağından Bekir’e yine yedek kulübesi gözüküyor. Yine de Bilica’ ya tercih edilmesi gerek düşüncesindeyiz. Vederson ise Carlos’ a oranla savunmada daha iyi gözüküyor. Carlos’ un yaşı nedeni ile baskılı futbola Vederson kadar uygun olmadığı kanaatindeyim. Vederson hücumda Carlos’ a göre yetersiz olsa bile, geri dönüşlerde daha hızlı olması nedeni ile tercih edilebilir. Elbette Tuncay’ ın FB’ ye transferi söz konusu olursa sol kanat ikilim Santos-Tuncay olur. Böyle bir kanadın hayali bile güzel gözüküyor.
FB yukarıda belirttiğimiz futbol anlayışı dahilinde oluşturulacak böylesi bir kadro ile hem yabancı kontenjanına takılmaz, hem de yeni transfer ettiği genç yeteneklerini kazanmış olur. Artık Alex’ siz de oynayabilmeye alışmak gereklidir. Alex sonrası döneme hazırlanmak şart olmuştur. Bu döneme hazır olmanın yolu bol pratik yapmaktan geçer. Aksi takdirde Alex’ e dayalı bir FB’ nin şampiyon olabilmesi mümkün değildir. Alex’ in sakat, cezalı veya formsuz olduğu haftalarda kaybedilecek puanlar şampiyonluğun kaçmasına neden olabilir.

Konuyla ilgili sizlerin görüşlerini de bekliyorum. Herkese saygılar, sevgiler.

Hiç yorum yok: